Aharun.8m.net|Kontrgerilla.com|HaberKanal.net|Haberver.in .. Terör, derin/paralel devlet, kontrgerilla ve bağlantılı konularda 2001'den beri yayındayız
2023 yılında yapılacak cumhur/devlet başkanlığı seçimlerinin önceki bir çok
seçim gibi kritik bir öneme sahip olduğu söylenebilir. Ancak bu kez bir detay
öncekilerde olmadığı kadar çok öne çıktı. Devletin zirvesine gelecek isim sadece
yurtiçini değil belki asıl yurtdışını etkileyecek. Bu açıkça görülüyor.
Batı ülkelerinin 2023 ilgisi aşırıya kaçmaya başladı. Doğrudan
müdahale anlamına gelecek tavırlar yaşanıyor. Elçiler olayı bu ilginin son örneği oldu.
Olay ve gelişme şekli çok
ilginçti. Ardında ABD'nin olduğu iddiası yaşananlarla kanıtlandı. Batı'nın seçim
sürecinde muhalefeti destekleyeceği, Erdoğan'ı yıpratmak amacıyla
doğrudan/dolaylı müdahalelerde bulunacağı iddialarının Biden öncülüğünde
uygulamaya geçirildiği anlaşılıyor. Yine anlaşılıyor ki müdahalelerin devamı
gelecek.
26.10.2021 09:05 Abdullah Harun / kontrgerilla.com - 2023
yılında yapılacak cumhur/devlet başkanlığı seçimlerine 2 yıl kaldı. Önceki bir
çok seçim gibi kritik bir öneme sahip olduğu dile getiriliyor. Ancak bu kez bir
detay öncekilerde olmadığı kadar çok öne çıktı. Devletin zirvesine gelecek isim
sadece yurtiçini değil belki asıl yurtdışını etkileyecek. Bu açıkça görülüyor.
Türkiye'deki seçimlere Batı ülkelerinin ilgisi aşırıya kaçmaya başladı. Doğrudan
müdahale anlamına gelecek tavırlar bir süredir yaşanıyor. Bu tavırlar alışık
olunduğu üzere artık sadece Batı medyasından değil en üst yöneticilerinden
geliyor. 10 büyükelçi olayı bu aşırı ilginin son örneği oldu. 10 elçi olayı ve
bu olayın gelişme şekli çok ilginçti. Bu
sayfayı oluşturmamıza neden oldu.
İddialara göre, Batı seçim sürecinde Türkiye'deki muhalefeti destekleme,
Erdoğan'ı yıpratma amaçlı dolaylı ve doğrudan müdahalelerde bulunacak. ABD
başkanlığına seçilen Joe Biden'ın 2019'daki seçim kampanyasında sarfettiği
sözler çok açıktı: "Bence ona çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Başkan
seçilirsem Erdoğan'ı darbeyle değil seçimle devireceğim, muhalefete destek
vereceğim. (Erdoğan ve partisi belediye seçimlerinde) Dağıldı, İstanbul'da
dağıldı, peki biz ne yapıyoruz? Oturup teslim mi olacağız?".
Bu sözler, 10 elçi olayı ve yakın geçmişte yaşanan benzerleri gösteriyor ki,
2023'e kadar geçecek süreçte başka müdahaleler de yaşanacak. Bu bir kehanet
değil. Birbiriyle bağlantılı somut bulgulara dayanan bir tahmin. Hedefte Erdoğan
var. Seçimi kaybederse en büyük kutlamanın Batı'da yapılacağına, Fatih'in vefat
haberi gelince çanların günlerce çalması gibi bir durum yaşanacağına kuşku
duyulmuyor. Eğer kazanırsa da anlaşılıyor ki durmayacaklar. Müdahalenin şekli
belki değişecek. Tıpkı seçim sonrası Venezüela'da yaşananlar gibi.
İşte, 2023 sürecinde yaşanacağını tahmin ettiğimiz kışkırtmaları, bağlantılı
gelişmeleri delilleriyle birlikte bu sayfada sergilemeye başlıyoruz. Bu
sayfadaki bilgilerle örtüşen geçmişte yaşanmış olaylar da bu listede yer
alabilecek. Bu kapsamda yaşanacaklar, gerçekleştikçe sayfaya eklenecektir.
Unutulmaması gerekenleri unutmamak için bu sayfayı oluşturuyor, tarihe not
düşüyoruz. '2023 Belgeseli' olarak sürekli güncellenecek olan bu sayfaya
ziyaretçilerimizin bilgi desteği ile katkı sunmasını bekliyoruz. Video,
fotoğraf, haber, tweet ve açıklamalar gibi belgesel niteliği olan ve bu sayfaya
konulabilecek her tür yazılı ve görsel bilgiyi aharun@gmx.net adresine
göndermenizi rica ediyoruz.
10 BÜYÜKELÇİDEN ORTAK AÇIKLAMA: KAVALA DERHAL BIRAKILSIN
Bundan 1 hafta önce 18 Ekim 2021'de aralarında ABD, Fransa ve Almanya’nın da
bulunduğu Türkiye’deki 10 Batılı ülke büyükelçiliği, diplomasi tarihine
geçecek bir skandala imza attı. Kendilerini sömürge valisi gibi gören elçiler,
ortak bir metin yayımlayarak Osman Kavala’nın ‘derhal’ serbest bırakılmasını
istedi.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ankara Büyükelçiliği, 9 ülkenin
büyükelçiliğini de yanına alarak Türk mahkemelerine Gezi finansörü Osman
Kavala’yı serbest bırakma çağrısı yaptı. ABD Ankara Büyükelçiliği, twitter
hesabı ve internet sitesinde, Gezi olayları ve 15 Temmuz darbe girişiminden
yargılanan işadamı Osman Kavala’nın tutukluluğu ile ilgili haddi aşan bir
açıklama yaptı.
“Osman Kavala’nın tutuklanmasının üzerinden dört yıl geçti” denilen açıklamada
“Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni
davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde
demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir”
denildi.
Açıklamanın 10 ülke adına yapıldığı belirtilerek, Kavala davasının hızla
sonlandırılması çağrısında bulunuldu.
Bildiride “Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa,
Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri olarak
Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde,
bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman
Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda
bulunuyoruz” hezeyanlarına yer verildi. Küstah açıklamayı yayınlayan
büyükelçilerin çoğu, ABD’li finans spekülatörü George Soros’un Türkiye
temsilcisi olarak bilinen işadamı Osman Kavala’yı yargılandığı davaların
duruşmalarında da yalnız bırakmamıştı.
ERDOĞAN: KAVALA DENİLEN SOROS ARTIĞI
Elçilerin bu açıklamasına en sert tepki Başkan Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, 22
Ekim'de Afrika seyahati dönüşü gazetecilerin konuyla ilgili sorularını
cevaplarken, şunları söyledi:
"Bakın şimdi AİHM bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili
olarak Türkiye'yi adeta mahkum etmek istiyorlar. 10 tane büyükelçi bu açıklamayı
niye yapar? Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak
gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye'ye ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz
siz? Neymiş? Kavala'yı bırakın!.. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri,
teröristleri bırakıyor musun? Amerika'sı, Almanya'sı, hangisi böyle bir şeyi şu
ana kadar yaptı? Yapmadılar ve yapmazlar. Konuştuğunuz zaman 'yargı bağımsızdır'
derler. Bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en güzel
örneklerini veriyor."
"Kavala'nın özelliği daha farklı. Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise,
Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya
çalışıyorlar. Şimdi Soros'un oğlu da giriyor. O da babası gibi. Bunların çok iyi
takip edilmesi lazım. Bunlar mesela şu anda Balkanlar'a sızmanın, Balkanlar'ı
sindirmenin gayreti içerisindeler. Bunlara da tabii fırsat vermeyeceğiz,
verilmemesi lazım. Kosova'da, Makedonya'da, Arnavutluk'ta, her yerde buna benzer
şeyleri yaparlar. Elhamdülillah, Türkiye olarak biz güçlüyüz ve bize
sızamıyorlar."
Muhalefet partilerinin de aynı dili kullanması: "Bunlardan başka bir şey
bekleyemeyeceğiz. AK Parti ve MHP olarak Cumhur İttifakı'nda biz milletimizin
hakkı söz konusu olduğunda aynı hedefe vururuz. Ama diğerleri birlikte hareket
ediyor. Neymiş? (Kavala) 4 senedir yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Şimdi HDP de
Selahattin Demirtaş'ı çıkarmanın gayreti içerisinde. Hale bakın... Terörist adam
ya... 53 vatandaşımız bunun çağrısıyla ölüyor Diyarbakır'da. Yasin Börü
yavrumuzun nasıl şehit edildiğini biliyorsunuz. Bir televizyon kanalı bunun
hanımını çıkarıyor, konuşturuyor; o da 'çocuklarımın babası içeride' diyor.
Senin çocukların babası içeride de, Yasin Börü şehit oldu!.. Diğer şehitlerin
yavruları yok mu? Bunu hiç konuşmuyorlar."
ESKİŞEHİR'DE COŞKULU KALABALIK KARŞILADI
Ertesi gün 23 Ekim'de Eskişehir'deki toplu açılış töreninde konuşan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 büyükelçinin Osman Kavala açıklamasıyla ilgili,
"Gerekli talimatı Dışişleri Bakanımıza verdim. 10 büyükelçinin bir an önce
'istenmeyen adam' ilan edilmelerini halledeceksiniz dedim" ifadelerini kullandı.
Eskişehir'de coşkulu bir kalabalığa hitap eden Erdoğan, "Türkiye seninle gurur
duyuyor" tezahüratlarına, "Ben sizlerle gurur duyuyorum." karşılığını verdi.
Her şey gibi ülkeye ve millete hizmet etmenin de nasip işi olduğunu belirten
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Rabb'im bize 19 yıldır bunu nasip etti. Yıllarca tek parti faşizminin,
darbelerin, iç ve dış vesayetin, terör örgütlerinin cenderesi altında enerjisi
boşa harcanan, vakti heder edilen bir ülkeyi dünyanın en üst liginin eşiğine
kadar hamdolsun getirdik. Türkiye'yi, gerçekleştirdiğimiz tarihimizin en büyük
demokratik reformları ve kalkınma hamleleri sayesinde dünyanın en itibarlı, sözü
dinlenen, gelişmelere yön veren ülkeleri arasına dahil ettik. Bunun için hep
birlikte gerçekten çok büyük bedeller ödedik. Yeri geldi vesayetin
dayatmalarıyla karşı karşıya kaldık. Yeri geldi üzerimize salınan terör
örgütlerinin saldırılarıyla uğraştık. Yeri geldi darbecilerin silahlarıyla burun
buruna kaldık. Yeri geldi ekonomik tetikçilerle, onların tuzaklarıyla boğuştuk.
Yeri geldi içeride ve dışarıda estirilen nice haksız ve adaletsiz yalan, iftira,
çarpıtma rüzgarına karşı mücadele ettik. Hamdolsun Allah'ın yardımı ve
milletimizin desteğiyle hepsinin de üstesinden geldik."
Türkiye'yi, kendi çizdikleri siyasi ve ekonomik sınırların dışına çıkartmamak
için ellerinden geleni yapanlara rağmen, 2023'ün, büyük ve güçlü Türkiye
hedefinin eşiğinde olduklarına işaret eden Erdoğan, sadece bununla kalmayıp,
gençlere bırakacakları en büyük miras olarak gördükleri Türkiye'nin, 2053
vizyonunu da yavaş yavaş şekillendirmeye başladıklarını söyledi. Erdoğan,
şunları kaydetti:
"Sıkıntılarımız yok mu, elbette var. Uluslararası alanda karşılaştığımız
zorluklar var, iç siyasette yaşanan sorunlar var, ekonomide yaşadığımız
sıkıntılar var ama biz son 19 yıldır attığımız her adımda sıkıntılarla
karşılaştık. Ülkemizi, önümüze çıkan her engeli birer birer aşarak büyüttük,
güçlendirdik, özgüven kazandırdık, zenginleştirdik. Eğer zorluklar karşısında
pes eden bir yapıda olsaydık bu işlere hiç giremezdik. İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığım ardından bizi demir parmaklıkların ardına koyanlar, bu
şekilde mücadeleden vazgeçeceğimizi sandılar. 2002'de seçimi kazanıp hükümete
geldiğimizde bize, her türlü hukuk ve ahlak dışı engeli çıkartanlar da aynı
hevese kapılmışlardı. Terör örgütlerinden darbecilere kadar nice şer güçler,
aynı gayeyle harekete geçirildi. Tıpkı uluslararası siyasette olduğu gibi
ekonomide sıkıştırılmaya çalışıldığımız tablo asla Türkiye'nin gerçek yerini
ifade etmiyor. Gerçi bu oyunu kuranlar, niyetlerini gizlemeye de gerek
duymuyorlar.
Türkiye'yi diplomaside ve ekonomide zora sokarak, siyasi iktidarı değiştirmeyi
hedeflediklerini açıkça söyleyenlerin amaçları, herhalde ülkemizin ve
milletimizin menfaatlerini korumak değildir. Bu beyanlara güvenerek
efelenenlerin gayesinin de ülkeye ve millete hizmet olmadığı bellidir. Ama biz
nasıl 19 yıldır bu ülkeyi kimseye yem etmediysek, nasıl tüm kötü niyetlilerin
heveslerini kursaklarında bıraktıysak, inşallah bu defa da aynı şeyi yapacağız."
Erdoğan, milletin gönlündeki tek 2023 hesabının, büyük ve güçlü Türkiye'nin
müjdecisi olan "2023 hedeflerine ulaşmak" olduğunu vurgulayarak, "Bunun
dışındaki her hesap yanlıştır ve sandıktan dönmeye mahkumdur." dedi.
Küresel ekonomideki çalkantıların yeni olmadığına dikkati çeken Erdoğan, 2008
finans krizinden beri kendini zaten hissettirdiğini, Kovid-19 salgınının bu
sorunların hızla, her alanda ve tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmasına vesile
olduğunu anlattı.
Bu süreçte "gelişmiş" diye tarif edilen ülkelerin aslında ne derece kırılgan
siyasi, sosyal, ekonomik yapılara sahip olduklarının görüldüğünü vurgulayan
Erdoğan, "Batının sömürge döneminde başlayan birinci ve ikinci dünya savaşları
ile kurumsallaşan, güvenlik ve refah düzeninin gerçekte bir sırça köşkten ibaret
olduğu ortaya çıktı. Türkiye gibi stratejik coğrafi konuma, kadim devlet
geleneğine, sağlam tarihi ve kültürel arka plana, güçlü üretim ve insan
potansiyeli altyapısına sahip ülkeler, kendilerini bu süreçten ayrıştırmayı
başardı." ifadelerini kullandı.
"YAŞADIĞIMIZ SIKINTILAR GEÇİCİDİR"
Dünya ekonomisindeki bozulmanın, enerjiden lojistiğe, hammaddeden stratejik
ürünlere kadar pek çok alanda aşırı fiyat yükselişlerine yol açtığını belirten
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ekonomisi dünya ile bütünleşmiş, petrol başta olmak üzere sanayisinde
kullandığı ürünlerin çoğunu dışarıdan alan bir ülke olarak, bu fiyat
artışlarından biz de etkilendik. Özellikle enerjide önemli bir bölümünü devlet
olarak kendimiz üstlenerek küresel fiyat artışlarını vatandaşlarımıza en az
seviyede yansıttık. Bunun bile özellikle insanımıza yaşattığı sıkıntıların
farkındayız. Yatırımları teşvik edecek, üretimi artıracak, istihdamı
güçlendirecek, ihracatı teşvik edecek bir ekonomi politikasıyla bu küresel krizi
ülkemiz için tarihi bir fırsata dönüştürmek istiyoruz. Türkiye'yi faiz, kur,
enflasyon kıskacından kurtarmanın yolunun ülkemizi işte bu dört ayak üzerinde
yükseltmekten geçtiğine inanıyoruz. Yaşadığımız sıkıntılar geçicidir ama emin
olun elde edeceğimiz kazançlar nesiller boyu devam edecektir."
Erdoğan, kendilerine muhalefet edenlerin ülkenin geçmişinde en küçük bir
eserlerinin bulunmadığını, tam tersine yaşanan nice acıların müsebbipleri
olduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, "Geçmişte inşa edilen her baraja,
her köprüye, her yola, her havalimanına, her tünele bütün bunlara karşı
çıkanların ülkeyi kalkındırmak, milleti refaha kavuşturmak diye bir derdi
olabilir mi?" dedi.
Alandakilere "Eskişehir'deki mevcut suyu içebiliyor musunuz?" diye soran
Erdoğan, "Bir büyükşehir belediyesinin görevi nedir? Vatandaşına tertemiz, pırıl
pırıl su içirmektir. Eskişehir'de var mı böyle bir şey?" dedi. Vatandaşlardan
"hayır" yanıtını alan Erdoğan, "Öyleyse dikkatli olacağız. 2023'e iyi
hazırlanacağız." ifadelerini kullandı.
"BUNLAR TERÖRİST SELO İLE BERABER OLDU"
"Bunların tek gayesi dışarıdan kulaklarına üflenen sufleleri tekrarlayarak,
ülkenin ve milletin hayrı için yapılan her işe engel olmak, takoz koymak,
izlenen her politikayı zayıflatmaktır." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Öyle ki sırf bizi engellemek için terör örgütleri ile birlikte de yol yürürler.
Darbecilerin yanlarında da dururlar, ülke ve millet düşmanlarının dümen suyuna
da girerler. Bunlar terörist Selo ile beraber oldu. Bunlar da ar yok. Yasin
Börü'yü öldüren Selo değil miydi? Bütün oradaki vatandaşları sokağa döken Selo
değil miydi? Şimdi kalktılar, onu içeriden nasıl çıkarırız, bunun gayreti
içerisindeler. Yargı ne diyorsa o. Çıkaramayacaksınız. İşte Selo'nun eşi
televizyon programına çıkıyor. Ben diyor çocuklarımla masumane oturuyorum. Peki,
senin çocukların masumane de o şu anda toprağın altında öldürülmüş olan o bizim
günahsız vatandaşlarımızın geride bıraktıkları yavruları, Yasin Börü'nün geride
bıraktığı ailesi onlar ne? Onlar masum değil mi? Onlar şu anda anneleri ile
beraber masumane yaşıyorlar. Onları nereye koyacaksın? Sen anasın da Yasin'in
anası ana değil mi?"
10 BÜYÜKELÇİ İÇİN 'İSTENMEYEN ADAM' TALİMATI
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öbür tarafta, yatıyorlar, kalkıyor, Kavala, Kavala. 'Kavala' dediğin Soros'un
Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığına geliyor. Bu ne
terbiyesizliktir? Siz burayı ne zannediyorsunuz? Burası Türkiye, Türkiye. Burası
öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil. Burası Türkiye, anlı şanlı
Türkiye. Burada kalkıp Dışişleri Bakanlığına gelip talimat verme gibi bir yola
giremezsiniz. Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. Ne yapması
gerektiğini söyledim. 'Bu 10 tane büyükelçi bunların bir an önce istenmeyen adam
ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Zira bunlar, Türkiye'yi
tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler, bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı
terk edecekler."
"BAY KEMAL 'SELO AŞAĞI, SELO YUKARI' DİYOR"
Ülkenin derdiyle dertlenmeyince, milletle aynı istikamete bakmayınca, gelecek
nesillere karşı sorumluluk hissetmeyince ve omurga olmayınca her yöne dönmenin
kolay olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte Bay Kemal bunlarla beraber değil mi? Bay Kemal 'Selo aşağı, Selo yukarı'
diyor. Çünkü beraber yürüyorlar, beraber yatıp kalkıyorlar. Bay Kemal, bak bizi
iyi tanı. Biz senin oturup kalktığın yerde değil milletimizle oturur, kalkarız
ve milletimize yan bakanla da en ufak bir dostluğumuz olmaz. Çünkü biz ne
diyoruz, hamdolsun biz bugüne kadar nasıl dimdik durduysak bundan sonra da aynı
şekilde mücadelemize devam edeceğiz. Her vakit olduğu gibi bugün de milletimizin
eğriyi de doğruyu da gören haklıya hakkını teslim eden haksıza dersini veren
irfanına güveniyoruz."
Erdoğan, Eskişehir'den başlayarak 81 vilayetin tamamında insanlara bu
hakikatleri anlatmak için gece gündüz çalıştıklarını ve çalışmaya devam
edeceklerini belirterek "Türkiye'nin 2023 imtihanını da başarıyla verdiğinde
Allah'ın izniyle gerçekten 21. yüzyılın parlayan yıldızı olacağından zerre kadar
şüphe duymuyoruz. Bunun için de üzerimize ne düşerse yapacağız." dedi.
DAVUTÜS: DEVLET AKLI GİTTİ SOKAK SÖYLEMİ GELDİ!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Talimatı Dışişleri Bakanımıza verdim, 'Bu 10
büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmesini hemen halledeceksiniz'
dedim” sözlerine muhalefetten art arda tepki geldi.
Erdoğan'ın sözlerine sosyal medya hesabından tepki gösteren CHP Genel Başkanı
Kılıçdaroğlu, “Ülkeyi hızla uçuruma sürükleyen şahıs, bu sefer de ‘10
büyükelçinin ‘istenmeyen adam’ ilan edilmesi emrini' vermiş. Açıkça söylüyorum;
bu hareketlerinin sebebi milli çıkarları korumak değil, mahvettiği ekonomiye
suni gerekçeler yaratma çabasıdır. Dönüp bir bak halkın sofrasına!” ifadelerini
kullandı.
Erdoğan'a en büyük tepki Erdoğan'ın dışişleri bakanlığını yapan Gelecek Partisi
Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'dan geldi. Sosyal medya hesabından paylaşımlarda
bulunan Davutoğlu, şunları söyledi:
"10 büyükelçiyi istenmeyen adam ilan etmenin ne Osman Kavala ile ne de yargı
bağımsızlığı bir ilgisi vardır. Öyle olsaydı ağır ithamlar altındaki Rahip
Brunson Trump'ın telefonu ile Deniz Yücel ise Merkel'in talebiyle bırakılmazdı.
Devlet aklının yerini sokak kavgası söylemi aldı. Ülkeye yazık ediyorsunuz!
Bağımsız yargımızın kararlarına karşı iç ve dış müdahalelere hep birlikte karşı
çıkalım. Ancak, yargımızın başka başkentlerden talimatlarla çalışabileceği
algısını bu iktidar oluşturmuştur. Hukuku ayaklar altına alarak, dış politikayı
at pazarlığına çeviren bu iktidar, ülkemizin itibarını yok etmiştir. Kavala'ya
her vatandaşımızın hak ettiği bağımsız ve adil yargılanma hakkını verdiğinizde
başka başkentleri de susturursunuz! En fazla ihracat yaptığımız ülkelerle
tarihimizin en büyük diplomatik krizini çıkarmak için bu telaş ve istek
nedendir? Adaletinizden kendi vatandaşlarınız şüphe duyarken ne yargınızın ne de
ülkenizin bir itibarı kalmaz. Yazık!"
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, sosyal medya hesabından şu
ifadeleri paylaştı:
Askerimizin başına çuval geçirildiğinde; vatan toprağı Süleyman Şah türbesini
apar topar kaçırdığınızda; Suriye’de Rusya ve Esad tarafından 33 evlâdımız şehit
edildiğinde; ABD Başkanı Trump’ın mektubu ve Rahip Brunson meselesinde
gösteremediğiniz “millî, yerli ve onurlu tavrı”; 10 büyükelçi meselesinde
göstermeye çalışıyorsanız, anlarız! Ancak, siyasi hatalarınızdan kaynaklanan
büyük ekonomik krizi gölgelemek ve hayat pahalılığını gündemin arkasına atarak
unutturmak için, “Nasıl olsa alıcısı var!” diye gözümüzün içine baka baka
yapıyorsanız bu hamleyi; bilmelisiniz ki: Dış politikayı iç siyasetimize malzeme
ve meze yaparak, algı operasyonları ile gelebileceğiniz noktaya, 20 yılın
nihayetinde geldiniz. Bundan sonra salt kuru hamaset yetmez! Akıl ve strateji
ile bezenmiş, insanımızın derdine derman bir yönetim başarısı lâzımdır. Siyasi
beceriksizliğinizi, bu 10 büyükelçinin hadsiz ve münasebetsiz beyanatı üzerinden
dış politika hamaseti ile asla kapatamazsınız. Biz, bu filmi daha önce de
gördük. Derhal, memleketin esas problemi olan ekonomik krize ve gerçek
gündemimize dönün. Acilen!"
ELÇİLERİN SUÇU YOK!
Muhalefet partilerinin açıklamalarında Erdoğan'a destek, elçilere tepki
kapsamında en ufak bir ifadenin yer almaması ise "elçilerin hiç mi suçu yok!"
tepkisine yol açıyor. Özellikle en ağır tepkinin geçmişte Erdoğan'a en yakın
isimlerden biri olan Ahmet Davutoğlu'dan gelmesi "Davutüs" benzetmesine yol
açtı. Davutoğlu'nun geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da çocukları PKK tarafından
kaçırılan ailelere ziyareti olay olmuştu. Aileler tarafından tepki ile
karşılanan Davutoğlu sorumlu tutulduğu dönemle ilgili suçlamaları reddederek
Erdoğan'ı suçlamış, ailelerle tartışmaya girmişti. 2023'teki seçimde partileri
kazanma imkanı olmayan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi isimlerin tek
amacının bir kaç oyla bile olsa Erdoğan'ın devrilmesine çalışmak olduğu
Diyarbakır ziyaretiyle birlikte bir kez daha siyasi kulislerde dile
getirilmişti.
ÖNCE ABD SONRA DİĞER ÜLKE ELÇİLERİ: YANLIŞ
ANLAŞILDIK!
Osman Kavala’nın serbest bırakılması için bildiri yayımlayan 10 büyükelçi,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eskişehir'deki açılış töreninde “istenmeyen adam ilan
edilecekler” açıklamasına kalabalığın coşkulu bir destek vermesinin ardından
yoğun gelişmeler yaşandı.
25 Ekim'de başkentte “Persona Non Grata” (istenmeyen adam) diplomasisi yaşandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dakika duyurulan bir kararla Cumhur İttifakı ortağı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Ardından kabine toplantısına
başkanlık etti. Dışişleri Bakanlığı’nın ‘istenmeyen adam’ ilanı kararının da
kabine toplantısının ardından hemen açıklanması bekleniyordu.
Ancak sürpriz bir gelişme oldu. Kabine toplantısı devam ederken ABD
Büyükelçiliğinin resmi Twitter hesabından bir açıklama paylaşıldı. Açıklamada
“ABD, 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı sorunların yöneltilmesi
vesilesiyle, Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine
riayet etmeyi teyit eder” ifadesini kullanıldı.
Osman Kavala açıklamasına imza atan Almanya, Fransa, Kanada, Finlandiya,
Danimarka, Hollanda, İsveç, Norveç ve Yeni Zelanda Ankara’daki resmi
büyükelçilik hesabından ya da büyükelçinin şahsi hesabından açıklamayı
paylaşırken, bazı ülkeler ise ABD’nin açıklamasını retweet ederek aynı görüşü
paylaştıklarını kaydetti. Türkiye’nin içişlerine müdahale eden ABD
başkanlığındaki 10 büyükelçi böylece geri adım atmış oldu.
ABD Dışişleri: 41. maddeye uyacağız
Daha sonra açıklama yapan
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price de, Türkiye ile ilişki kurmaya Viyana
Sözleşmesinin 41. maddesine uygun olarak devam edeceklerini söyledi. Price, “ABD
olarak Türkiye ile ortak önceliklerde iş birliği arayışındayız. Herhangi bir
anlaşmazlığı gidermek için diyalog kurmaya devam edeceğiz” dedi.
İşte bu şekilde 10 büyükelçi olayında sürpriz gelişmeler yaşanması, olayın ardından
basında iddia edildiği gibi ABD'nin çıkması ve diğer ülkelerin onu takip etmesi,
yapılan kışkırtmanın tamamen hükümeti yıpratmaya yönelik olduğu, halkın bu
kışkırtmaya sert tepki göstermesi üzerine geri adım atmak zorunda kalındığı
iddiasına neden oldu. Olay, Biden'ın muhalefeti destekleme açıklamasına ve bu
açıklamanın öylesine bir açıklama olmayıp fiiliyata geçirildiğine bir kanıt
olarak değerlendiriliyor.
Bu durumun bir benzeri Venezüela seçimlerinde yaşandı. Muhalefeti açıkça
destekleyen ABD, seçimin hileli olduğu iddiasıyla Maduro yönetimini tanımadı.
Seçimi kaybeden muhalif lider Guaido'yu ülkenin meşru devlet başkanı olarak
tanıdığını ilan
etti. Bununla da yetinmeyen ABD, bir askeri darbe girişimi için Guaido'yu
kışkırttı. Guaido arkasında bir grup asker ile çekilen görüntülerde Maduro'nun
görevden alınması çağrısında bulundu. Gerçekleşen operasyonlarda 13 isim
gözaltına alındı. 8 kişinin de çatışma esnasında öldüğü belirtildi. Maduro
televizyonda yaptığı açıklamada 13 kişiden ikisi olan Airan Berry ve Luke Denman
adındaki iki Amerikan vatandaşının pasaportlarını gösterdi. Bu olay sürecinde
yaşananlar, ABD yetkililerinin sarfettiği açıklamalar, Amerika'nın nasıl bu
kadar pervasız ve açıkça bir başka ülkeye müdahale edilebildiğine, etmeyi de hak
gördüğüne açık kanıt oldu.
15 Ağustos 2020 günü sosyal medyada sarsıcı bir mesaj yayınlanmıştı. ABD'de 3 Kasım'da
(2020) yapılacak seçimlerde Demokrat Parti'nin başkan adayı olan Joe Biden'in
2019 Aralık ayında yapılan bir basın toplantısında Türkiye ve Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki değerlendirmeleri inkar edilemez şekilde sosyal
medyada paylaşıldı.
Sosyal medyada paylaşılan
video,
Joe Biden'ın Aralık ayında New York Times'ın hazırladığı The Weekly programından
bir bölümü içeriyor. Videoda Biden'a sorulan soru duyulmazken 2 dakika 12
saniyelik görüntülerde Biden şu sözleri sarf ediyor:
"Bence yapmamız gereken ona (Erdoğan'a) karşı farklı bir yaklaşım izlemek.
Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça
pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu
sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında
sesimizi çıkarmalıyız. Yaptıklarının bedelini ödemeli. Bazı silahları ona satıp
satmayacağımızla ilgili, bir bedel ödemeli. Özellikle de üzerinde F-35 uçurarak
çözmeye çalıştıkları bir hava savunma sistemleri olduğunu düşündüğümüzde. Bunlar
hakkında çok endişeliyim."
"Ama hâlâ, geçmişte yaptığım gibi, onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup,
hâlâ var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan'ı mağlup etmeleri için
cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, darbe ile değil, seçimle."
"(Erdoğan ve partisi) Dağıldı, İstanbul'da dağıldı, peki biz ne yapıyoruz?
Oturup teslim mi olacağız? Yapacağım son şey ona Kürtler konusunda boyun eğmek
olurdu. Onunla Kürtler konusunda birkaç kez görüşmüştüm. O dönemde henüz
üzerlerine gitmiyorlardı."
"Her neyse, şunu açıkça belirtmeliyiz… Günün sonunda Türkiye de Rusya'ya bağımlı
olmak istemez."
"Çok endişeliyim, çok endişeliyim. Hava sahalarımız ve onlara erişimimiz
konusunda da çok endişeliyim. Bölgedeki müttefiklerimizle bir araya gelerek onun
bölgedeki faaliyetlerini tecrit etmek bizim için çok çaba gerektiren bir iş.
Özellikle de Doğu Akdeniz'deki petrol faaliyetleri gibi uğraşması çok uzun süren
birçok diğer konu… Ama cevabım şu; evet endişeliyim."
Biden bu açıklamaları Demokrat başkan adaylığı kesinleşmeden önce, 16 Aralık
2019'da Amerika televizyon kanalı FX'te yayınlanan The Weekly programının
çekimlerinde yapmıştı. The Weekly, New York Times'ın manşetlerinin arkasındaki
hikayelere odaklanan bir belgesel serisi.
Sosyal medyada yayılan bölümler, programda yayınlanmamış ancak NY Times Ocak
ayında yayımladığı Joe Biden profilinde, Biden'ın Türkiye ile ilgili sözlerine
yer vermişti.
DEVAMI GELECEK
İşte bu şekilde detaylandırmaya çalıştığımız 10 elçi olayının da gösterdiği gibi
2023 yılında yapılacak cumhur/devlet başkanlığı seçimleri hiç olmadığı kadar
kritik olacak. Devletin zirvesine gelecek isim sadece yurtiçini değil, asıl
yurtdışını etkileyecek. Kışkırtmaların devamı gelecek. Bu açıkça görülüyor. Türkiye'deki seçimlere Batı
ülkelerinin ilgisi aşırıya kaçmaya başladı. Biden planının uygulamaya
geçirildiği anlaşılıyor.
Tekrar etmek gerekirse Biden'ın sözleri gayet açık. Montaj falan da değil:
"Bence ona çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Başkan seçilirsem Erdoğan'ı
darbeyle değil seçimle devireceğim, muhalefete destek vereceğim. (Erdoğan ve
partisi belediye seçimlerinde) Dağıldı, İstanbul'da dağıldı, peki biz ne
yapıyoruz? Oturup teslim mi olacağız?".
Bu skandal sözler, 10 elçi olayı ve yakın geçmişte yaşanan benzerleri gösteriyor
ki, 2023'e kadar geçecek süreçte başka müdahaleler de yaşanacak. Bu bir kehanet
değil. Birbiriyle bağlantılı somut bulgulara dayanan bir tahmin. Hedefte Erdoğan
var. Seçimi kaybederse en büyük kutlamanın Batı'da yapılacağına, Fatih'in vefat
haberi gelince çanların günlerce çalması gibi bir durum yaşanacağına kuşku
duyulmuyor. Eğer kazanırsa da anlaşılıyor ki durmayacaklar. Müdahalenin şekli
belki değişecek. Tıpkı seçim sonrası Venezüela'da yaşananlar gibi.
İşte, 2023 sürecinde yaşanacağını tahmin ettiğimiz kışkırtmaları, bağlantılı
gelişmeleri delilleriyle birlikte bu sayfada sergilemeye başlıyoruz. Bu
sayfadaki bilgilerle örtüşen geçmişte yaşanmış olaylar da bu listede yer
alabilecek. Bu kapsamda yaşanacaklar, gerçekleştikçe sayfaya eklenecektir.
Unutulmaması gerekenleri unutmamak için bu sayfayı oluşturuyor, tarihe not
düşüyoruz.
Bu sayfa gelen bilgilerle sık sık güncellenmeye, gelen bilgiler kronolojik
sıralamayla verilmeye çalışılacaktır.
15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı15.7.2016
17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin
darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak
değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor.
Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken
canlı yayında darbe..
Tamamı17.07.2016
20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen
cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu
iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı.
Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe
yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı20.01.2015
11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı11.3.2014
19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı19.12.2015
12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı12.10.2015
18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı18.08.2015
09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı9.10.2016
24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına
katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek
verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele
Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir
ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı24.06.2013
16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine.. Tamamı16.12.2018
08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı8.11.2014
01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı1.11.2014
08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı8.2.2014
14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı14.1.2014
03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı3.11.2014
02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı2.12.2013
19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı19.6.2013
21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin
"şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında
"işkence ..
Tamamı21.11.2022
29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı29.11.2022
30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı30.11.2022
29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı29.11.2022
29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı29.11.2022
29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı29.11.2022
02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı2.12.2022
28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı28.11.2022
28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı28.11.2022
02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı2.12.2022
30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı30.11.2022
30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı30.11.2022
28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı28.11.2022
21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı21.11.2022
21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı21.11.2022